Meta’nın sürdürülebilir enerji konusundaki büyük hamlesi, nadir bir arı türünün keşfiyle sekteye uğradı. ABD’de bir arazide nükleer enerji ile çalışan, sıfır emisyonlu bir yapay zeka (YZ) veri merkezi kurma planı yapan teknoloji devi, bu keşfin ardından projeyi ertelemek zorunda kaldı. Financial Times’ın haberine göre, arıların varlığı Meta’nın gelecekteki YZ operasyonları için devrim yaratacak bir proje önünde beklenmedik bir engel oluşturdu.
Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg, ekibine yaptığı bir açıklamada, şirketin bu projeyle nükleer enerjiye adım atmaya hazır olduğunu fakat arı keşfinin getirdiği düzenleyici engellerin planları zorlaştırdığını belirtti. Nükleer enerjiyle çalışan bir YZ veri merkezine sahip ilk şirket olma vizyonuyla yola çıkan Meta, böylece projeyi başka bir lokasyonda hayata geçirme seçeneğini gözden geçirmek durumunda kaldı.
Meta’nın Nükleer Enerji Hamlesi ve YZ İçin Artan Enerji İhtiyacı
YZ teknolojilerinin gelişimi, veri işleme kapasitelerinin ve enerji tüketim seviyelerinin önemli ölçüde artmasına neden oluyor. Örneğin, büyük dil modelleri olan GPT-3 gibi bir YZ modelini eğitmek, ortalama bir Amerikan evinin yıllık enerji tüketimi kadar enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bir YZ sohbet robotu, standart bir Google aramasının enerji tüketiminin 10 katı kadar enerji harcayabiliyor. Bu yüksek enerji ihtiyacını karşılamak için karbon nötr ve sürdürülebilir enerji arayışları, teknoloji devleri arasında hız kazandı. Meta, sürdürülebilir enerji çözümleri için milyarlarca dolarlık yatırım yaparak geleceğin teknolojisi olarak görülen nükleer enerjiye ilgi göstermeye başladı. Zuckerberg, son kazanç raporunda Meta’nın bu alanda 9,2 milyar dolarlık bir veri merkezi altyapısı yatırımı yaptığını belirtti.
Ancak, karbon nötr enerji kaynakları yaratmak adına nükleer enerjiye olan talep, sadece Meta’yla sınırlı değil. Meta’nın rakiplerinden Microsoft, Three Mile Island nükleer tesisini yapay zeka için tekrar hayata geçirirken, Google ise Kairos Power ile küçük ölçekli yedi nükleer reaktör kurma konusunda anlaşma sağladı. Amazon da kendi küçük modüler reaktörlerini geliştirmek için çeşitli ortaklıklar kurdu. Teknoloji şirketlerinin nükleer enerjiye yönelmesi, yalnızca daha büyük enerji ihtiyaçlarına cevap vermekle kalmıyor, aynı zamanda karbon ayak izini azaltma çabalarına da destek sağlıyor.
Meta’nın Arı Engeli ve Düzenleyici Sorunlar
Meta’nın seçtiği arazide nadir bir arı türünün bulunması, çevresel etkileri ve biyolojik çeşitliliği koruma adına projede düzenleyici engellere neden oldu. Özellikle çevresel koruma yasaları çerçevesinde, nesli tükenmekte olan veya koruma altındaki türlerin bulunduğu alanlarda inşaat ve enerji projeleri sıkı denetimlere tabi tutuluyor. Bu arılar, projeyi doğrudan engellemese de, çevre koruma düzenlemeleriyle birlikte Meta’nın projeye onay almasını zorlaştırdı. Bu durum, Meta’nın karbon nötr bir yapay zeka altyapısı yaratma planlarını şimdilik askıya almasına yol açtı.
Meta CFO’su Susan Li, şirketin mevcut veri merkezi kapasitelerinin YZ’nin artan talebini karşılamada yetersiz kaldığını belirtti. Ancak, Meta’nın nükleer enerji planları ve çevresel duyarlılık ile sürdürülebilir enerji arayışı durmayacak gibi görünüyor. Şirket, nükleer enerji ile sıfır emisyonlu enerji sağlamayı sürdürülebilir teknolojiyle birleştirme yolunda yeni bir lokasyon arayışına girmeyi planlıyor.
Diğer Teknoloji Devlerinin Nükleer Enerji Yarışı
Microsoft, Google ve Amazon gibi büyük teknoloji devleri, nükleer enerji ile kendi YZ veri merkezlerini güçlendirme yolunda hızla ilerliyor. Microsoft’un, Pennsylvania’daki Three Mile Island nükleer tesisini YZ operasyonları için tekrar kullanıma açması, YZ’ye yönelik sürdürülebilir enerji ihtiyacına somut bir örnek teşkil ediyor. Google ise 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi planlanan küçük ölçekli yedi nükleer reaktör kurmak için Kairos Power ile anlaşma sağladı. Amazon da benzer bir adımla küçük modüler reaktörlerini geliştirmeye yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
Bu hamleler, teknoloji şirketlerinin gelecekteki operasyonları için karbon nötr enerji sağlama hedeflerine işaret ediyor. YZ’nin artan enerji talepleri, geleneksel enerji kaynaklarının yerine sürdürülebilir ve temiz enerjiyi getirmeyi zorunlu hale getiriyor. Nükleer enerji, sıfır karbon emisyonuyla büyük bir enerji kaynağı sağlayarak bu ihtiyacı karşılayabilir.
Sonuç: Meta’nın Nükleer Enerji Arayışı ve Gelecek Planları
Meta’nın nadir bir arı türü nedeniyle ertelenen nükleer enerji destekli veri merkezi projesi, sürdürülebilir enerji arayışındaki yeni gelişmelere ışık tutuyor. Şirketin ABD’de karbon nötr YZ altyapısı kurma girişimi, nükleer enerjiyle ilgili çevresel düzenlemelerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Teknoloji dünyası, artan YZ enerji taleplerini karşılayabilmek için çevreye duyarlı enerji çözümlerine yöneliyor.
Meta’nın nükleer enerji destekli YZ veri merkezi projesi şimdilik askıya alınmış olsa da, bu yenilikçi girişim henüz sona ermiş değil. Şirketin arı bulunmayan yeni bir lokasyonda benzer bir projeyi hayata geçirmesi bekleniyor. Zuckerberg’in, teknolojiyi sürdürülebilir enerji çözümleriyle harmanlama vizyonu, teknoloji dünyasında yeşil enerjinin yükselen bir trend olduğunu kanıtlıyor. Gelecekte, nükleer enerji destekli YZ veri merkezleri, teknoloji devlerinin hem çevresel hem de operasyonel ihtiyaçlarına yanıt veren bir çözüm olarak daha fazla ön plana çıkacak.