Opioid aşırı dozları, zamanında müdahale edilmediğinde ölümle sonuçlanabilen kritik bir durumdur. Bu tür vakalarda, opioidlerin etkisini tersine çeviren naloksonun hızla uygulanması hayati önem taşır. İşte tam bu noktada, deri altına yerleştirilen yeni bir implant, bu müdahaleyi otomatik olarak gerçekleştirerek hayat kurtarıcı bir rol üstleniyor.
“Opioid Güvenliği İçin İmplant Edilebilir Sistem” anlamına gelen iSOS, MIT ve Harvard bağlantılı Brigham and Women’s Hospital’daki bilim insanları tarafından geliştiriliyor. Cihaz, yalnızca 78 mm uzunluğunda, 12 mm genişliğinde ve 8 mm kalınlığında olup, içinde 10 miligram nalokson barındırıyor. Ayrıca, cihazın entegre elektronik aksamı arasında bir pil, titreşim motoru, Bluetooth modülü ve bir dizi ECG elektrodu ile diğer sensörler yer alıyor.
İdeal olarak, iSOS, hastanın göbek deliğinin hemen altına, solar pleksus bölgesine yerleştiriliyor. Bu prosedür, yerel anestezi altında hızlıca bir klinikte gerçekleştirilebiliyor. İmplant yerleştirildikten sonra, vücut sıcaklığı, kalp atış hızı, solunum hızı ve kan oksijen seviyelerini sürekli izliyor. Bu parametreler, opioid aşırı dozu belirtileri gösterdiğinde, cihaz hem titreşim yoluyla hem de sesli bir uyarı ile hastayı bilgilendiriyor. Ayrıca, hastanın akıllı telefonundaki bir uygulamaya da uyarı gönderiliyor.
Yanlış bir pozitif durumunda, hasta implantı bu uygulama üzerinden devre dışı bırakabiliyor. Ancak hemen bir müdahale yapılmazsa, iSOS hızla naloksonu hastanın kan dolaşımına pompalıyor. Uygulama, aynı zamanda, önceden belirlenen bir acil durum kişisine de bildirim gönderiyor. Laboratuvar testlerinde, cihaz, fentanil aşırı dozuna maruz kalan domuzların %96’sını ortalama 3,2 dakika içinde hayata döndürmeyi başardı.
iSOS’un bataryası şu anda 16 gün boyunca hayati belirtileri izleyebilecek kapasiteye sahip ve gerektiğinde kablosuz olarak şarj edilebiliyor. Nalokson rezervuarı, cilt altına yerleştirilen bir port aracılığıyla, bir hipodermik iğne kullanılarak yeniden doldurulabiliyor. Naloksonun vücut sıcaklığında en az 14 gün dayanabildiği göz önüne alındığında, hastaların her iki haftada bir batarya şarjı ve ilaç dolumu için bir kliniği ziyaret etmeleri yeterli olacak.
Daha önce, opioid bağımlıları için tasarlanmış, aşırı dozları önlemeye yönelik giyilebilir cihazlar görmüştük. Ancak iSOS ekibi, bu sistemlerin genellikle yeterli dozda naloksonu hızlı bir şekilde iletemediğini belirtiyor. Ayrıca, bu cihazların her gün vücuda manuel olarak takılması gerektiğinden, birçok kullanıcının zamanla bu cihazları kullanmayı ihmal edebileceği belirtiliyor. Ancak, iSOS’un yarar sağlayabileceği bazı kişilerin, bu tür bir implantı vücutlarına yerleştirme konusunda direnç gösterebileceği de göz ardı edilmiyor.
MIT’den Doç. Dr. Giovanni Traverso, bu konuda şu açıklamayı yapıyor: “Birçok yüksek riskli bireyin, güvenilir ve hayat kurtarıcı bir müdahale sağlamak için iSOS cihazını benimsemeye açık olacağına inanıyoruz. Ancak, implant edilebilir bir cihaz kullanma kararı önemli bir karardır ve bu herkes tarafından kabul edilmeyebilir. Gelecekteki çalışmalarımız, hem hastaların hem de sağlık hizmeti sağlayıcılarının görüşlerini daha iyi anlamaya yönelik çalışmalar içerecek. Bu araştırmalar, endişeleri gidermeye, cihazı iyileştirmeye ve potansiyel kullanıcıların ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamasını sağlamaya yardımcı olacaktır.”
İnsan denemelerinin üç ila beş yıl içinde başlaması umuluyor. Bu süreçte, Northwestern Üniversitesi’nde geliştirilen benzer bir nalokson implantının da ilerleme kaydetmesi bekleniyor.