Avrupa’nın İklim Nötr Hedefi için Hidrojenin Rolü ve Düşük Karbonlu Hidrojenin Zorlukları

kamilemre003

Avrupa’nın iklim nötr olma hedefi, doğrudan elektrifikasyonun mümkün olmadığı uzun mesafeli havacılık ve ağır sanayi gibi sektörler için önemli miktarda hidrojeni gerektiriyor. Ancak, fosil gazdan üretilen ‘düşük karbonlu’ hidrojen konusundaki mevcut tartışmalar, hem potansiyeli hem de zorlukları ortaya koyuyor. Agora Energiewende’nin Deloitte ve Carbon Limits ile iş birliği içinde yaptığı son analiz, düşük karbonlu hidrojenin Avrupa’nın iklim hedeflerine anlamlı bir katkı sağlaması için sıkı önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.

Avrupa Komisyonu’nun Çerçeve Kuralları ve Emisyon Azaltımı

Avrupa Komisyonu’nun düşük karbonlu hidrojeni tanımlamak için geliştirdiği çerçeve, hem iklim yasalarının bütünlüğünü hem de hidrojen teknolojilerinin maliyet rekabetçiliğini belirlemede kritik bir rol oynayacak. Komisyon’un mevcut taslak kuralları, düşük karbonlu hidrojenin geleneksel fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında en az %70 daha az sera gazı emisyonu üretmesi gerektiğini belirtiyor. Bu eşik, azaltılmış upstream emisyonları ve karbon yakalama teknolojileri kombinasyonu ile karşılanabilir.

Agora’nın analizi, düşük karbonlu hidrojen için emisyon eşiğinin, Avrupa’nın iklim nötrlüğü hedefi ile uyumlu olacak şekilde kademeli olarak azaltılmasını öneriyor. Bu eşik, 2030 yılına kadar kilogram hidrojen başına 3 kg CO2-eq’dan, 2050 yılına kadar 1 kg CO2-eq’a düşürülmelidir. Emisyon limitlerinin kademeli olarak sıkılaştırılması, karbon emisyonlarını azaltma ve yakalama teknolojilerinin benimsenmesini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ancak, mevcut teknolojik ve altyapısal kısıtlamalar göz önüne alındığında, bu sıkı eşiklerin karşılanabilirliği hala soru işaretidir.

Metan Emisyonları ve Gerçek Dünya Verileri

Analizde vurgulanan kritik bir sorun, varsayılan metan emisyon değerleri ile gerçek dünya verileri arasındaki uyumsuzluktur. AB’nin mevcut varsayılan değeri olan 9.7 gCO2-eq per MJ, fosil bazlı hidrojenin emisyonlarını 2.5 kat kadar düşük tahmin ediyor. Taslakta önerilen bu varsayılan değerin %40 artırılması bile yeterli olmayabilir. Agora, AB Metan Düzenlemesi kapsamındaki kapsamlı düzenlemeler oluşturulana kadar daha doğru, siteye özgü emisyon faktörlerinin kullanılmasını öneriyor.

Metan emisyonlarının doğru ölçülmesi, fosil gaz bazlı hidrojenin gerçek çevresel etkisini değerlendirmek için esastır. Yanlış varsayılan değerler, yanlış politik kararlar alınmasına ve gerçek emisyon azaltma çabalarının baltalanmasına yol açabilir.

Şebeke Bazlı Hidrojen Üretimi

Şebeke bazlı hidrojen üretimi, elektrolizörleri çalıştırmak için şebekeden elektrik kullanmayı içerir ve şu anda birçok AB ülkesinde daha yüksek emisyon ayak izine sahiptir. 2023 itibariyle, 15 AB ülkesinde şebeke bazlı hidrojen üretiminden kaynaklanan emisyonlar, geleneksel fosil bazlı yöntemlerden daha yüksek olacaktır. Ancak projeksiyonlar, 2030’ların ortalarına kadar Avrupa’nın çoğunda şebeke bazlı hidrojenin yenilenebilir veya düşük karbonlu elektrikle üretileceğini göstermektedir.

Analiz, yıllık veya varsayılan değerler kullanmak yerine elektrik emisyonlarının saatlik olarak hesaplanmasını savunuyor. Bu yaklaşım, hidrojen üretimi ile ilişkili emisyonları daha doğru yansıtarak, daha temiz elektrik kaynaklarına yapılan yatırımları teşvik edecektir. Bu yöntem teknik olarak uygulanabilir olmakla birlikte, sağlam veri altyapısı ve düzenleyici destek gerektirir.

Yenilenebilir Hidrojenin Önceliği

Agora raporu, iklim nötr bir geleceğe giden yolda yenilenebilir hidrojen üretiminin fosil gaz bazlı yöntemlere göre önceliklendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Fosil gaz bazlı hidrojen üretimine bağımlılık, gelişmemiş teknolojilere ve sınırlı sayıda fosil yakıt tedarikçisine yeni bağımlılıklar yaratabilir ve bu da Avrupa’nın enerji güvenliğini tehlikeye atabilir.

Fosil gaz bazlı hidrojen üretimine bağımlılık, artan fosil yakıt ithalatı bağımlılıkları ve enerji güvenliği üzerinde potansiyel etkiler de dahil olmak üzere riskler taşımaktadır. Ayrıca, karbon yakalama ve depolama için mevcut altyapı, önemli hidrojen üretimi ölçeğine ulaşmak için yetersizdir.

AB’nin Öncelikleri ve Uluslararası İşbirlikleri

Agora analizi, AB’nin yenilenebilir hidrojen üretimini önceliklendirmesini ve düşük karbonlu hidrojen için bilimsel olarak sağlam metodolojiler oluşturmak üzere uluslararası işbirliklerine girmesini öneriyor. Bu, Birleşik Devletler ve Birleşik Krallık gibi ülkelerle işbirliği yaparak emisyon raporlama standartlarını geliştirmeyi ve doğrulamayı içermektedir.

Avrupa Komisyonu’nun düşük karbonlu yakıt tanımları konusunda kamuoyu danışmanlığına hazırlanırken, paydaşlar düzenleyici çerçeveyi etkileme fırsatına sahip olacaklar. Gelecekteki düzenlemelerin titiz bilimsel verilere ve pratik uygulanabilirliğe dayandırılması, Avrupa’nın iklim hedeflerine ulaşması için kritik olacaktır.

https://iridaa.com/xiaomi-giyilebilir-cihazi/

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum bırakın